Banka Promosyonunu Nasıl Değerlendirmeliyiz?
Bilindiği gibi İslam faizin azını ve çoğunu ve faizli işlem ve akitleri haram kılmıştır.Bankaların verdiği promosyon ücretleri şüphelidir. Bu ödemelere ihtiyaç duymayan kardeşlerimizin bunu kullanmayıp fakir kimselere ve yardım kuruluşlarına vermeleri daha münasiptir. Çünkü bu ödemelerin tek nemalandırma kaynağı, faizdir. Bu durumda bu fazlalıklar kesin olarak faiz olmasa da faiz şüphesi taşımaktadır.
Şüphe İle İlgili Hadis-i Şerifler
Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe vermeyene bak! (Tirmizî, Kıyâmet, 60)
Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- harâma düşmemek ve ondan tamamen uzaklaşmak gayesiyle, şüpheli şeylerden titizlikle kaçındığı gibi, ümmetini de bundan sakındırır ve şöyle buyururdu:
Helâl olan şeyler belli, harâm olan şeyler de bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın birçoğunun helâl mi, harâm mı olduğunu bilmediği şüpheli şeyler vardır. Bunlardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur. Sakınmayanlar ise zamanla harâma düşerler. Tıpkı, sürüsünü başkasına ait bir arâzinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu arâziye girme tehlikesi vardır. Dikkat edin! Her padişahın girilmesi yasak bir arâzisi vardır. Allâh'ın yasak arâzisi de harâm kıldığı şeylerdir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107)
"...Kim şüpheli olduğunu sezdiği bir şeyi terkederse, harâmlığı belli olan şeyi daha çok terk eder. Kim de şüphelendiği şeyi yapmada cü'retkâr olursa, harâmlığı açık olan şeye düşmesi daha kolaydır. (Buhârî, Buyû, 2)
Şüpheli konular etrâfında dolaşmanın ne kadar tehlikeli olduğunu Peygamber Efendimiz (asm), çoban ve koruluk misâliyle en güzel şekilde beyân etmiştir. Efendimizin (asm) şüpheli şeylerden sakınmasıyla alâkalı pek güzel misâller vardır. Bir defâsında yolda bir hurma bulmuş ve:
Bu hurmanın sadaka olması ihtimâlinden korkmasaydım, onu yerdim. buyurmuştur. (Buhârî, Büyû, 4; Müslim, Zekât, 164)
Şüpheli şeylerden sakınmanın insan mâneviyâtına tesîrini ortaya koyan şu hadîs-i şerîf ne kadar mühimdir:
Bir kul günâha girerim korkusuyla, yapılması sakıncalı olmayan bâzı şeylerden bile uzak durmadıkça, müttakîler derecesine çıkamaz. (Tirmizî, Kıyâmet, 19)