İman; Cenab-ı Allah'ın, vahiy meleğinin aracılığı ile, Hz.Muhamed(s.a.s.)'e gönderdiği semavi hükümlere kesin olarak inanıp tasdik etmektir.
Bir kimse Kur'an-ı Kerim ve mütevatir sünnet ile ssabit olan bir hükmü inkar ederse mü'min değildir.Mü'minlere terettüp eden ahkam da kendisine terettüp etmez.Mesela oruç, namaz, ve benzeri farzları inkar eden veya içki ve faiz gibi yasakları kısmen de olsa mübah gören kimse, islamın hüdudu dışında kalıp müslümanlarla olan manevi bağı koparmış olur.Ve bu sebeple müslümanlara varis olamaz,cenaze namazı kılınmaz,müslüman mezarlıklarında defn edilmez ve onlarla evlenemez.
İslama inanmadığı halde kendine müslüman görüntüsü veren Abdullah bin...
Devamını Oku
Asr-ı saadette herhangi bir problem ortya çıktığı zaman ihtilafa yol açmadan kolayca halledilirdi.Çünkü Peygamber(S.A.V) en az günde beş defa müslümanlarla bir araya gelip onlarla birlikte karşılaştıkları problemleri gözden geçiriyordu.Peygamberi aşan bir mesele ortaya çıktığı zaman hakkında vahy-i ilahi nazil olup onu açıklıyordu.Peygamber (S.A.V) irtihal ettiğinde tabii olarak Kuran-ı Kerim ile Peygamber(S.A.V)'sünneti herşeyi açıkça belirtmediğinden ,birçok meselelerde ihtilaf baş gösterdi.Bu sebeble ibadet ve hukuk alanında mezhepler oluştuğu gibi inanç sahasında da fırkalar meydana geldi.İnanç sahasındaki fırkalar; Mu'tezile, Şia, Havariç ,Neccariye, Müşebbihe ,Mürcie, Cebriye ve...
Devamını Oku
Taktığı eli çıkarmak zor değilse onu çıkarıp yerini yıkamak zorundadır.Şayet et ve deri içine yerleştirilmiş ise,onu çıkarmak caiz olmadığı gibi ne altını ve ne de takma elini yıkaması gerekir.
Kaynak
Halil Günenç Hoca Efendi
Günümüz Meselelerine Fetvalar 1.Cilt Sayfa:27,İlim Yayınları 1983...
Devamını Oku